Kanaviçe Yapımı Kaç Saat? Zamanı İlmek İlmek Dokuyan Bir Hikâye İlmek İlmek Başlayan Bir Yolculuk Hayat bazen küçük bir iğnenin ucunda başlar… Belki bir kış akşamı, yağmurun camlara vurduğu sessiz bir odada… Belki de bir anneannenin sandığından çıkan solgun bir etamin kumaşında. İşte ben de size bugün, tam da böyle bir gecede başlamış bir hikâyeyi anlatmak istiyorum. Çünkü kanaviçe, sadece iplik ve kumaştan ibaret değildir; sabrın, sevginin ve zamanı unutmanın bir başka adıdır. Farklı Zihinlerin Ortak Noktası Hikâyemizin kahramanları Elif ve Mert. Elif, duygularını en küçük detaylarda bile belli eden, empatisi yüksek bir genç kadındı. İnsanlarla bağ kurmayı, hikâyeleri dinlemeyi,…
6 YorumZarif Fikirler Blogu Yazılar
Türkiye Gönüllüsü Nasıl Olunur? Edebiyatın Kalbinden Bir Davet Kelimelerin Gücüyle Başlayan Bir Yolculuk Bazı cümleler vardır, yalnızca okunmaz; insanın içinde yankılanır, kalpte bir kıvılcım yakar. Gönüllülük de böyledir. Bir kelimeden doğar, bir hikâyeye dönüşür. Çünkü kelimeler yalnızca anlatmaz, dönüştürür. Bir edebiyatçı için kelime, dünyayı yeniden kurmanın aracıdır; bir Türkiye gönüllüsü içinse aynı kelime, dünyayı biraz daha yaşanır kılmanın yolu. Her iki durumda da niyet aynıdır: kalpten gelen bir çabayla insanı anlamak, insana dokunmak. Bir Ülkenin Hikâyesine Katılmak Türkiye gönüllüsü olmak, aslında bu ülkenin bitmeyen hikâyesine kendi satırını eklemektir. Her gönüllü, bu hikâyede bir karakterdir; kimi bir köy okulunda çocukların hayaline…
Yorum BırakSartre Hangi Yüzyıl? Bireylerin toplumsal yapılarla, kültürel pratiklerle ve zamanla nasıl etkileşime girdiğini anlamak, insanlık tarihinin ve düşünsel evriminin derinliklerine inmeyi gerektirir. Felsefi düşünceler, toplumların değer sistemlerini, toplumsal normları ve bireylerin kimliklerini şekillendirir. Bu bağlamda, 20. yüzyılın en önemli düşünürlerinden biri olan Jean-Paul Sartre’ı incelemek, yalnızca bir filozofun felsefi mirasını anlamakla kalmaz, aynı zamanda o dönemdeki toplumsal yapıları, kültürel değişimleri ve cinsiyet rollerinin nasıl evrildiğini de gözler önüne serer. Peki, Sartre hangi yüzyılda yaşadı? Bu sorunun ötesine geçerek, Sartre’ın düşüncelerinin toplumsal yapıların ve bireylerin etkileşimini nasıl etkilediğini analiz edelim. Sartre ve Toplumsal Yapılar Jean-Paul Sartre, 1905 yılında doğmuş ve 1980…
4 YorumMantık Terimi Ne Anlama Gelir? Psikolojik Bir Mercekten Bakış İnsan Davranışlarını Çözümlemeye Çalışan Bir Psikoloğun Meraklı Girişi İnsan davranışlarını anlamaya çalışırken, çoğu zaman mantık bize rehberlik eder. Fakat mantık, yalnızca bir düşünme biçimi mi, yoksa bilinçaltımızdaki daha derin psikolojik süreçlerin bir yansıması mı? İnsanlar, günlük yaşamda karşılaştıkları her durumu mantıklı bir şekilde çözümlerken aslında bilişsel, duygusal ve sosyal dinamiklerini de devreye sokarlar. Mantık, sıklıkla doğru kararlar almak, problemleri çözmek veya insan ilişkilerini yönetmek için kullanılır; ancak bunu nasıl ve neden yaptığımız, aslında oldukça psikolojik bir soru işaretidir. Bu yazı, mantık teriminin psikolojik bir mercekten nasıl anlam kazandığını, bilişsel, duygusal ve…
8 YorumIşın Karaca Ermeni mi? Kimlik, Ekonomi ve Toplumsal Refah Üzerine Bir Analiz Bir ekonomist olarak her şeyin bir tercihler dengesi olduğunu bilirim: kaynaklar sınırlıdır, ama ihtiyaçlar sonsuz. Bu kural sadece para, mal veya hizmet için değil; kimlik, aidiyet ve kültürel temsil için de geçerlidir. “Işın Karaca Ermeni mi?” sorusu, ilk bakışta kişisel bir merak gibi görünse de, aslında toplumsal algıların, piyasa dinamiklerinin ve ekonomik davranış biçimlerinin nasıl şekillendiğine dair derin ipuçları taşır. Ekonomi sadece rakamlardan ibaret değildir; aynı zamanda kimliklerin, tercihlerin ve inançların yön verdiği bir sistemdir. Bu yazıda, Işın Karaca’nın kimliğine dair söylentilerden yola çıkarak, kimliğin ekonomik değer üretimindeki…
8 YorumBir Psikoloğun Merakı: Yeryüzü de İnsan Gibi Kırıldığında Bir psikolog için insan davranışlarını anlamak, bir fay hattını incelemek gibidir. Gerilim birikir, yüzeyde sessizlik hâkimdir, ama derinlerde çatlaklar oluşur. Bir gün gelir, sistem kendini yeniden dengeler — bazen bir sarsıntıyla, bazen bir kopuşla. Horst-graben yapısı işte bu doğanın kendi terapötik tepkisidir. Ve tıpkı insan zihni gibi, bu yapılar da baskı, gerilim ve yeniden yapılanma döngüsünden doğar. Bu yazıda, “Horst graben yapısı hangi tür faylanma ile meydana gelir?” sorusuna yalnızca jeolojik değil, psikolojik bir perspektiften yaklaşacağız. Çünkü yer kabuğunun kırıklarıyla insanın duygusal çatlakları arasında şaşırtıcı derecede derin bir benzerlik vardır. Horst ve…
6 YorumGülmek Neden En İyi İlaçtır? Felsefi Bir Deneme Gülmek, insan ruhunun karmaşık yapısına karşı en basit ve en doğal tepkilerden biridir. Felsefi bir bakışla gülme, sadece bir fiziksel tepki olmanın ötesine geçer; bir anlam arayışı, bir varlık biçimi ve bir varoluş sorunsalı olarak incelenebilir. Peki, gülmek neden “en iyi ilaçtır”? Bu soruya cevap ararken, etik, epistemoloji ve ontoloji gibi felsefi disiplinler üzerinden hareket edebiliriz. Gülmenin ardındaki anlamı keşfetmek, insanın içsel dünyasını, toplumsal bağlarını ve gerçekliği nasıl algıladığını anlamaya çalışmaktır. Gülmek ve Etik: İyiliğin ve Kötülüğün Ölçüsü Felsefede etik, insan davranışlarının doğru ve yanlış olma durumunu, değerler ve ahlaki ilkeler ışığında…
Yorum BırakKalsedon Akik mi? Bilimsel Bir Merakın Peşinde Bilimsel merak, çoğu zaman bir taş parçasının ardında bile gizlidir. Elime geçen mavi-gri tonlarında parlayan bir taş beni bu yazıya sürükledi: “Kalsedon gerçekten akik midir?” sorusu kulağa basit geliyor olabilir, ama mineralojinin detaylarına indikçe bu sorunun düşündüğünüzden daha ilginç bir yanıtı olduğunu fark ediyorsunuz. Gelin, bu doğa harikası taşın ardındaki bilimi birlikte inceleyelim. Kalsedon Nedir? Kalsedon, kimyasal olarak silisyum dioksit (SiO₂) bileşiminden oluşan bir kripto-kristalin kuvars çeşididir. Yani, gözle görülmeyecek kadar küçük kuvars kristallerinden meydana gelir. Bu özellik, ona opak ya da yarı saydam bir görünüm kazandırır. Kalsedonun yapısındaki lifsi kristaller, ışığı farklı…
Yorum BırakGözlemin Güçlü Yönleri Nelerdir? Antropolojik Bir Bakışla İnsanlığın Sessiz Dili Giriş: Bir Antropoloğun Merakıyla Başlamak Bir antropolog için dünya, her köşesinde yeni anlamlar barındıran canlı bir laboratuvardır. Gözlem, bu laboratuvarın en temel aracıdır; insan davranışlarını, ritüelleri, sembolleri ve toplulukların kimlik inşasını anlamanın anahtarıdır. Kültürlerin çeşitliliğine duyulan merak, yalnızca “farklılıkları” görmekle sınırlı değildir; o farklılıkların ardındaki ortak insan deneyimini sezmekle ilgilidir. Gözlem, işte bu sezgisel bağın bilimsel biçimidir: anlamı görmeye değil, anlamaya yöneliktir. Gözlem: Antropolojinin Kalbi Antropolojide gözlem, sadece dışsal bir izleme eylemi değildir; toplulukların yaşamına katılmak, onların diliyle düşünmek ve duygularını paylaşmak anlamına gelir. Bu nedenle antropologlar sıkça “katılımcı gözlem”…
Yorum BırakGörkem İsmi Kur’an-ı Kerim’de Geçiyor mu? Psikolojik Bir Perspektiften İsim ve Kimlik Üzerine Bir psikolog olarak insanların davranışlarını, seçimlerini ve kimlik inşasını incelerken fark ettiğim bir gerçek var: İsimler, yalnızca kelimeler değildir. Her isim, bir anlam taşır; bu anlam, bireyin kendini nasıl gördüğünü ve toplum tarafından nasıl algılandığını şekillendirir. Bu yüzden “Görkem ismi Kur’an-ı Kerim’de geçiyor mu?” sorusu yalnızca dini bir merak değildir — aynı zamanda kimliğin psikolojik kökenine dair derin bir sorgulamadır. Çünkü bir isim, inanç sistemlerinden kültürel mirasa, benlik saygısından toplumsal aidiyete kadar birçok boyutu etkiler. İsmin Anlamı ve Bilişsel Yansımalar Psikolojide isimler, bireyin benlik algısının temel taşlarından…
Yorum Bırak